Kompozisyon yarışması Mansiyon Ödüllü ESRA ERMİŞ’in yazısı
Çocukluğumun kokusu var bu sitede… Ihlamur ağaçlarının kokusu, komşu teyzenin ‘hadi kahveye gelsene’ tınısı… Bir dilim ekmeği bölüşebilmenin yüceliği
var.
Efsunlanmış gibi oluyor insan burada, bir kere yerleştiniz mi vazgeçemiyorsunuz. Başka şehire gitseniz de yaşamak için dönüşünüz yine “İhlas Marmara
Evleri”ne oluyor.
Bir esnaftan yufka almaya kalktığınızda ‘bendeki üç
günlük abla, sen karşıdaki dükkandan al istersen’in
alçak gönüllülüğü ve yetinmişliği var. Evden çıktığınızda her gördüğünüze selam vermenin, günaydın
diyebilmenin güzelliğinden öte, karşılık bulabileceğinizin duygusu, sokak hayvanlarına yuva olmanın
merhameti var.
Komşunuzun ‘hadi bardağını kap da gel, dışarda piknikteyiz’in samimiyeti, bebeğini emanet edebilmenin güveni var.
Gecenin kaçı olursa olsun bir kadın olarak dışarı çıkıp yürümek istediğinizde rahatça ve güvenle yürüyebileceğinizin eminliği var.
Her mevsimin ayrı güzelliğinin yaşandığı bir huzur
var. Sitedeki ıhlamur ağaçlarının mis kokusu eşliğinde ıhlamur toplamanın özgürlüğü, erikleri dalından
yemenin güzelliği var. Rengarenk çiçeklerin tınısında, kuşların cıvıltılarıyla güne uyanmanın huzuru
var, yaşam var. Sarı yaprakların ağaçlardan süzülmesini izlerken ölümü hatırlamanın hüznü, her şeye
rağmen o ağaçların yeşereceğine dair umut var, aynı
yaşam döngüsü gibi…
Yeşillikler arasında dolaşan, cıvıldaşan çocukların
neşesi, annelerin güvenle onları izlemesinin huzuru
var.
Taşınma telaşında kapınıza getirilen bir kap yemeğin, bir tabak böreğin, bir bardak çayın unutulmaz
anlamı var.
Başka bir şehirden bu şehre geldiğiniz vakit ‘eyvah
ben ne yapacağım bu koca şehirde’ dediğinizde size
çölde ‘serap’ görmüş hissi uyandıran, dost edinebilmenin paha biçilemez anlamı var.
Dostluk var, arkadaşlık var, yaşanmışlık var.
Komşuluğun ölmediği; güvenin, sohbetin, vefânın
bâkî olduğuna inancın yeşerdiği umutlar var.
Hayat var, insanlığın birbirinden habersiz yaşadığı
şu yıllarda burada hayat var. İnsana, insan olduğunu
hissettirecek saygı var.
Burada kurulan dostlukların hiçbir zaman bitmeyeceğine dair inanç var. Çocukluğumuzdan kalan
samimiyeti, merhameti, muhabbeti, insanlığı kendi çocuklarımıza yaşatabileceğimiz bir ortam var…
Dönemlik değil ömürlük bir ‘seksenler’in günümüze uyarlanmış versiyonu var. Seksenlerde, doksanlarda sokakta koşturan son dönem çocuk olmanın,
2020’lerde bile hâlâ burada hayat bulduğunu görmenin güzelliği var.
Çocuk olmanın, genç olmanın, anne olmanın, aile olmanın anlamlandırılmasına katkı sağlayan güvenin,
huzurun, vefânın, samimiyetin olduğuna dair yeşeren umutların tükenmemiş olmasıyla, İstanbul’un
keşmekeşliğinden uzak, burada yaşamanın rahatlığı, huzuru, sakinliği var. Eski İstanbul’un minyatürü
yapılmış, ruhu yaşanıyor adeta.
Hayatımızı anlamlandıracak insanları, samimiyeti,
vefâyı, dostluğu kaybetmememiz dileğiyle…